Konaklama noktanızdan alınıyorsunuz. Diyarbakır’ın büyüleyici atmosferine doğru ilk adımınızı atıyorsunuz. Tarihin ve kültürün iç içe geçtiği bu kadim şehirde keşif başlıyor!
Asırlardır zamana meydan okuyan bu etkileyici kale, Roma İmparatorluğu’nun doğu sınırındaki en önemli askeri üslerden biriydi. Gökyüzüne uzanan surlardan Mezopotamya'nın sonsuz manzarasını izliyoruz. Tarihin ayak seslerini kulaklarımızda hissediyoruz.
Zerzevan Kalesi'nin gizli derinliklerinde, yer altına saklanmış kadim bir inanç merkezi: Mithras Tapınağı. Işık ve karanlığın savaşına adanmış bu mistik yerde, gizemli ritüellerin izlerini sürüyoruz.
Taş kemerleriyle Dicle Nehri’ni süsleyen Ongözlü Köprü’den geçiyoruz. Her adımda, nehrin ve zamanın akışına tanık oluyoruz. Fotoğraf molası için harika bir durak!
Atatürk'ün Diyarbakır ziyaretlerinde kullandığı bu zarif köşk, Cumhuriyet tarihine tanıklık eden odaları ve bahçeleriyle bizleri geçmişe götürüyor. Burada kısa bir gezinti yapıp, tarihin havasını soluyoruz.
Şehrin surları arasında en görkemlilerinden biri. Diyarbakır’ın güçlü koruyucusu Keçi Burcu’nda, taşların arasından geçmişin hikâyelerine kulak veriyoruz. Manzaraya karşı kısa bir mola veriyoruz.
Sadece dört ince taş sütun üzerinde yükselen bu eşsiz minareyi görüyoruz. Dilek dilemek için minarenin ayakları arasında dolanıp geleneklere eşlik ediyoruz.
Hristiyanlığın Doğu’daki eski temsilcilerinden Keldanilere ait bu zarif yapıda, farklı bir dini atmosferi soluyoruz. Sessizlik içinde huzurlu bir durak.
Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bu kilisede, Diyarbakır’ın çok kültürlü ruhunu daha yakından hissediyoruz. Taş duvarlar, geçmişten bugüne sessizce anlatıyor.
İslam dünyasının en eski camilerinden biri olan Diyarbakır Ulu Cami'sine adım atıyoruz. Sade ama etkileyici mimarisiyle, dini mimarinin zarafetini yaşıyoruz.
Ünlü şairimizin doğduğu bu avlulu Diyarbakır evinde, şiir dolu bir gezintiye çıkıyoruz. Eski taş duvarlar arasında çocukluk anıları ve şiirler yankılanıyor.
Ahmet Arif’in dizelerinin yankılandığı bu müze evde, şehrin sanat ve edebiyatla harmanlanmış ruhunu daha derinden hissediyoruz.
Gerçeklik algımızla oynayan bu eğlenceli mekanda bol bol gülüyoruz ve sıra dışı fotoğraflar çekiyoruz. Şaşkınlık ve kahkaha dolu bir mola!
Taş avluda tarihi atmosferi soluyarak bir kahve molası veriyoruz. Diyarbakır kahvesinin ve geleneksel tatların tadına bakıyoruz.
Yüzyıllardır süregelen sohbetlere ev sahipliği yapmış bu hanın taş avlusunda geçmişe kısa bir yolculuk yapıyoruz. Çaylarımızı yudumlarken tarihle iç içe bir an yaşıyoruz.
Diyarbakır’ın İslam tarihinde önemli yeri olan bu kutsal mekanda, kısa bir dua molası veriyor ve sahabelerin izinde derin bir huzur buluyoruz.
Farklı dinlerin buluşma noktası olan bu kilisede, dua edenlerin fısıltıları arasında huzuru ve barışı hissediyoruz.
Tarihi dokusunu koruyan çarşı sokaklarında baharatların, bakırların ve gümüşlerin arasında kayboluyoruz. Şehrin ruhunu en yoğun hissedeceğimiz bir serbest zaman molası.
Dünyanın en uzun savunma duvarlarından birinde yürüyüşe çıkıyoruz. Taşlar arasında Diyarbakır'ın yüzyıllara meydan okuyan hikâyesine eşlik ediyoruz.
Dicle'nin can verdiği, UNESCO Dünya Mirası listesindeki bu bereketli bahçelerde günü sonlandırıyoruz. Bin yıllık yeşilliklerin kokusuyla Diyarbakır’a veda ediyoruz.
Diyarbakır Turu 1 Gün ve diğer hizmetlerimiz hakkında daha fazla bilgi için aşağıdaki bilgilerimizden bize ulaşabilirsiniz.
En yeni turlarımızı ve size özel fırsatları kaçırmamak için şimdi
hemen üye olun.
İlk yorumu siz yapın